Saturday, March 20, 2010

Biri Devi Uyandırsın!

Türkiyenin Avrupadaki en kalabalık genç nüfusa ve yüksek fakirlik oranına sahip olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, kıtanın en üretken futbol ülkesi olmasını beklemek hayalcilik olmaz heralde. Oysa an itibariyle 5 büyük ligde Tuncay Şanlı dışında kimse yok futbol sistemimizin üretimi olan. Öte yandan bu liglerde Slovakyadan tutun Bosnaya, Gürcistandan Belçikaya kadar sayısız futbolcu top koşturuyor. Futbolcu üretiminde sınıfta kaldığımızın bir başka kanıtı milli takım ideal 11inde oynayan 5 futbolcunun başka ülkelerin futbol sisteminden çıkmış olmaları (Hakan Balta, Hamit, Aurelio, Colin Kazım, Mevlüt).


İşin ekonomik boyutuna bakmak gerekirse; futbol marketimizde dönen para çok ciddi boyutlara ulaştı. Bugün Turkcell Super Lig Avrupanın en büyük 6. futbol ekonomisine sahip. 5 büyük ligle bu konuda boy ölçüşmenin mümkün olmadığını hesaba katarsak, Türk futbolu şu anda ekonomik anlamda zirve yapmış durumda diyebiliriz. İş bu zenginliğin karşılığını başarı olarak almaya gelince gene çuvallıyoruz. Bugün Avrupadaki iki kupanın çeyrek finallerine kalan 16 takımın içinde tek Türk takımı yok. Rusya, Şampiyonlar Ligi son 8ine takım sokmayı başarırken Türkiyenin 100 milyon euro civarında seyreden 3 takımı, hiper yıldızlarını  Super! Ligimizde kullanmakla yetiniyor. Bu sezon Avrupadaki 2 kupanın çeyrek finalistleri şöyle sıralanıyor:

Şampiyonlar Ligi
UEFA Avrupa Ligi
M.United
Fulham
B.Munih
S.Liege
Lyon
Valencia
Barcelona
Liverpool
Inter
Atletico Madrid
Arsenal
Hamburg
CSKA Moskova
Wolfsburg
Bordeaux
Benfica

İngiltere 4 temsille bu sezonun en başarılı futbol ülkesi. Bunu, Juventus’u epik bir maçla eleyip İtalyanları tek temsilciyle bırakan Fulham’a borçlular. Ancak o İtalyanların Inter’i herkesin arasından sıyrılıp kupa 1i alarak Mourinho’ya ikinci Şampiyonlar Ligi kupasını kazandırabilir. Almanlar ve İspanyollar bu sene 3 temsille yola devam ediyorlar. Real Madridin şok biçimde elenmesi bütün dengeleri değiştirdi bu sene kupa 1de. Fransa bu sene 2 takmla geldi çeyrek finallere. Talihsizlikleri birbirleriyle eşleşmeleri! Lyon alıştığımız biçimde harikalar yaratmaya devam ederken, geçtiğimiz sene Galatasaraya elenen Bordeaux bu yılın Nisan ayında vizyonda olacak. Dünya kupasına Keita, Kewell, Elano gibi yıldızlar gönderen Galatasaraysa aynı günlerde Manisasporla yetinecek! Lig değeri bakımından gerimizde olan Belçika ve Portekiz de bu sezon kupa 2 çeyrek finaline birer takım sokmayı başardılar. Aşağıda son 5 yılda çeyrek finale kalan takımların ülkeler bazındaki sıralamasını görebilirsiniz:

Sıra
Ülke
Şampiyonlar Ligi
UEFA Avrupa Ligi
Toplam
1
İngiltere
14
5
19
2
İspanya
7
7
14
3
Almanya
4
9
13
4
İtalya
7
2
9
5
Fransa
3
2
4
6
Portekiz
2
3
5
7
Rusya
1
2
3
8
Hollanda
1
2
3
9
Ukrayna
-
2
2
10
Romanya
-
2
2

Sizce de bu tablo Türkiye açısından acıklı değil mi?

Tuesday, March 2, 2010

23. hafta degerlendirmesi

Şampiyon olduğu 2006-07 sezonunda Appiah, Aurelio, Alex, Tuncay, Deivid, Kezman gibi yıldızlardan oluşuyordu Fenerbahçenin ideal ön tarafı. İBB maçına çıkan takımdaysa Alex ve Emre dışında skora etki edebilecek tek futbolcu yoktu. Ezelden beri üst düzey yetenekte futbolcularla oynamaya alışkın sarı-lacivertli ekipte sorun hep takım olamamaktı. Bugün ne takım olmayı başarabiliyorlar, ne de çok sayıda yetenekli ayakları var. Daum son şampiyonluğunda forvet hattında Anelka, Van Hooijdonk, Nobre, Serhat Akın ve Semih arasından seçim yapma şansına sahipken, bugün aynı mevkide büyük sıkıntı çekiyor. Sezona rekor bir giriş yaparak ilk 10 maçını kazanan Fenerbahçe son 13 haftada yalnızca 15 puan topladı. Son 10 haftanın puan durumunda 9. sırada olan bir takımın şampiyon olması için fikstür avantajından çok daha fazlasına ihtiyacı var.


Elindeki kadroya göre UEFA Kupasında en az yarı finale çıkmasını beklediğimiz Galatasaray büyük hayal kırıklığı yaşadı haftaiçinde Atleticoya karşı. Ancak bunun bir travmaya dönüşmesine engel oldular ve son 12 haftanın flaş takımı Kasımpaşayı güzel futbolla geçtiler. Jo ve Dos Santosun giderek uyum sağlamaları, Baros ve Kewellin takıma dönmeleriyle her geçen gün daha iyiye gidecek gibi görünüyor Rijkaardin ekibi. Ancak Avrupa treni kaçtıktan sonra neye yarar orası tartışılır. Kasımpaşa takımı ligin pozitif futbolu tercih eden ekiplerinden. Bunun ödülü olarak da ligin en çok gol atan beşinci takımı durumundalar. Evindeki son 8 maçında 5 galibiyet, 3 beraberlik alan lacivert-beyazlı ekip, deplasman lideri Kayseriyi ağırlayacak Cumartesi günü. Haftanın en güzel oyununa sahne olabilir RTE Stadyumu.

Ertugrul Sağlamlı Bursa zirve yürüyüşüne devam ediyor. Cumartesi günü, geçtiğimiz sezonun şampiyonluk adayı Sivası farklı geçtiler. Önümüzdeki haftalarda oynayacağı ligin alt sıra takımlarına (Diyarbakir, Manisa, Denizli) puan kaptırmazlarsa son düzlüğe avantajllı girebilirler. Oynayacakları son 3 maç tam bir ateş çemberi; Galatasaray, Kayseri ve Beşiktaş!

Trabzon Şenol Güneşten bu yana oynadığı 9 maçta 18 puan topladı. Bir puanla tamamladığı son 3 maçını kazanmış olsa Fenerbahçeyi yakalamış olacaklardı. Şenol Hocanın ekibi 9 maçta 14 gol bulurken yalnızca 5 gol yedi.  Yönetim daha önce Ersun Yanala yaptığı saçmalıkları tekrarlamayıp hocanın arkasında durursa özlenen yıllara dönülebilir. Ligin bir başka önemli teknik direktörü Ankaragücünün başındaki Roger Lemerre. Fransız Hocanın elinde 2004 yılında Monacoyu Şampiyonlar Ligi finaline çıkaran en önemli futbolculardan birisi olan Jerome Rothen var. Bu sezonu küme düşmeden bitirmeyi başarırsa önümüzdeki yıllar için umut veriyor Başkent ekibi. Son 5 maçını berabere bitiren sarı-lacivertli ekip aradığı 3 puanına kentdaşı Gençlerbirliği karşısında ulaştı.


Turkcell Süper Ligde son 11 haftaya girilirken puan durumunda üst, orta ve alt gruplar oluşmaya başladı. Şampiyonluk ve Avrupa kupaları mücadelesi yukarıdaki 6 takım arasında kıyasıya devam edecek. Kasımpaşa ile Denizli arasındaki 6 takımsa düşen ikiliden biri olmamak için savaş verecek. Bundan sonrası her takım için yönetimlerin soğukkanlığı, teknik ekiplerin aklı, futbolcuların hırsı ve isteği, taraftarların desteğine göre şekillenecek.