Monday, April 26, 2010

En "değerli" 10 takım

Forbes en değerli futbol kulüplerini açıkladı. Gönüllerin değerlisi Barcelona listenin 4. sırasında yer bulabildi kendine. Futbolun doğduğu toprakları temsilen Manchester United listenin başında. Değeri nerdeyse 2 milyar dolar! İlk 10'da İngilizler 4, İtalyanlar 3, İspanyollar 2, ve Almanlar 1 takımla temsil ediliyorlar.

  1. Manchester United - 1,83 Milyar Dolar
  2. Real Madrid - 1,32 Milyar Dolar
  3. Arsenal - 1,18 Milyar Dolar
  4. Barcelona - 1,00 Milyar Dolar
  5. Bayern Münih - 990 Milyon Dolar
  6. Liverpool - 822 Milyon Dolar
  7. AC Milan - 800 Milyon Dolar
  8. Juventus - 656 Milyon Dolar
  9. Chelsea - 646 Milyon Dolar
  10. Inter - 413 Milyon Dolar

Alt düzey altyapı hocaları

Arda Turan sadece yeteneklerinden dolayı özel değil benim için. Bir futbolcudan beklenmeyecek kadar aklı başında şeyler söylüyor bu genç adam. Türkiyede futbolu yönetenler alsın Ardanın Tamsaha dergisine verdiği ropörtajı okusunlar. Kimsenin bugüne kadar yapamadığı kadar isabetli bir analiz yapmış futbolcularımız üzerine. Örneğin Caner diyor, müthiş yetenekli ama futbolun temel kurallarını bilmiyor daha. Ayhan Akman diyor, futbol nasıl oynanır Lucescudan öğrenmiş 25 yaşından sonra. 70 milyonluk ülkeden, hem de bu kadar çok fakir nüfus varken, 4 milyonluk Bosnadan çıktığı kadar uluslararası futbolcu çıkmıyorsa bu işte bir sakatlık var demektir. Ve ben bu konuda altyapı hocalarının sorunun merkezine konmasının doğru olacağına inanıyorum. Ardanın söyledikleri de buna en büyük kanıt zaten.

Burun kıvırdığımız Bulgaristan Manchester United'a forvet verirken bizim hala büyük bir takımın as kadrosuna futbolcu sokmuşluğumuz yok. Şu an 5 büyük ligde oynayan tek futbolcumuz Tuncay Şanlı. Gurbetçileri saymıyorum çünkü onlar Türkiyedeki futbol sisteminin ürünleri değil. Onlar da altyapı hocalarımızın ne kadar başarısız olduklarının bir başka göstergesi. Avrupadaki 5 milyonluk Türk nüfusu Halil-Hamit Altıntop, Mevlüt, Nuri Şahin, Yıldıray, hatta Mesut Özil, Serdar Taşçı gibi üst düzey futbolcuları çıkarabiliyorken 70 milyonluk topraklardan bir Arda yarım Emre çıkabiliyor ancak.

Saturday, April 3, 2010

Devrim futboldan başlar


İstanbul ve Ankara ülkemizin egemen iki şehri. Bu durum futbola da yansımış. Ligin yarısı -9 takım- bu iki kenti temsil ediyorlar. 53 yıllık lig tarihinde şampiyonlukların yüzde 89u İstanbula gitmiş. 81 şehre sahip ülkede İstanbul hegamonyasını yalnızca Trabzon şehri kırabilmiş. Oysaki İngilterenin 18, İtalyanın 12 şehri şampiyon çıkarmayı başarmış. Böyle olunca o şehirlerin halkları takımlarına daha fazla sahip çıkıyor.



Yıllar yılı Anadoludan şampiyon çıksın diye bekledik durduk. Bir yandan da engellemek için elimizden geleni yaptık. Herşeyin derin türevleri olan Türkiyemizde futbolun da derini vardı tabiki. Ancak ben ilk kez bu sezon gerçekten umutluyum. Birçok alanda ezberlerin bozulduğu Türkiye, futbolda da bir devrimin eşiğinde. Hem de bu kez Trabzon örneğinden daha anlamlı. Çünkü o yılların aksine bu yıllarda futbol fazlasıyla endüstriyel. Başlıkta da belirttiğim gibi; devrim futboldan başlayacak ve hayatımızın her alanına sirayet edecek. Unutmadan söyleyeyim; böyle bir devrim uzun vadede en çok büyüklere yarar.



Anadoludan bir futbol devrimi gelecekse, bu elbette ki Bursadan gelecekti. Ülkenin büyüklükte dördüncü şehri ve en tutkulu taraftarlardan birine sahip tam bir şehir takımı! İlk kez bu kadar umutlu olmamın en büyük nedeni Bursanın önceki şampiyon adaylarından farklı karakteristiğe sahip olması. Ne geçen sezonki Sivas gibi savunma takımı, ne 2003teki Ersun Yanallı Gençlerbirliği gibi salt hücum takımı. Ertuğrul Hocanın Bursası modern futbolun gereklerini yerine getiren, hücum-savunma dengesine sahip komple bir takım. Umarım sezonun şampiyonluğu en çok hakeden takımı üç büyüklere yem edilmez.