Saturday, April 3, 2010

Devrim futboldan başlar


İstanbul ve Ankara ülkemizin egemen iki şehri. Bu durum futbola da yansımış. Ligin yarısı -9 takım- bu iki kenti temsil ediyorlar. 53 yıllık lig tarihinde şampiyonlukların yüzde 89u İstanbula gitmiş. 81 şehre sahip ülkede İstanbul hegamonyasını yalnızca Trabzon şehri kırabilmiş. Oysaki İngilterenin 18, İtalyanın 12 şehri şampiyon çıkarmayı başarmış. Böyle olunca o şehirlerin halkları takımlarına daha fazla sahip çıkıyor.



Yıllar yılı Anadoludan şampiyon çıksın diye bekledik durduk. Bir yandan da engellemek için elimizden geleni yaptık. Herşeyin derin türevleri olan Türkiyemizde futbolun da derini vardı tabiki. Ancak ben ilk kez bu sezon gerçekten umutluyum. Birçok alanda ezberlerin bozulduğu Türkiye, futbolda da bir devrimin eşiğinde. Hem de bu kez Trabzon örneğinden daha anlamlı. Çünkü o yılların aksine bu yıllarda futbol fazlasıyla endüstriyel. Başlıkta da belirttiğim gibi; devrim futboldan başlayacak ve hayatımızın her alanına sirayet edecek. Unutmadan söyleyeyim; böyle bir devrim uzun vadede en çok büyüklere yarar.



Anadoludan bir futbol devrimi gelecekse, bu elbette ki Bursadan gelecekti. Ülkenin büyüklükte dördüncü şehri ve en tutkulu taraftarlardan birine sahip tam bir şehir takımı! İlk kez bu kadar umutlu olmamın en büyük nedeni Bursanın önceki şampiyon adaylarından farklı karakteristiğe sahip olması. Ne geçen sezonki Sivas gibi savunma takımı, ne 2003teki Ersun Yanallı Gençlerbirliği gibi salt hücum takımı. Ertuğrul Hocanın Bursası modern futbolun gereklerini yerine getiren, hücum-savunma dengesine sahip komple bir takım. Umarım sezonun şampiyonluğu en çok hakeden takımı üç büyüklere yem edilmez.

No comments:

Post a Comment