Friday, October 9, 2009

Futbol Medyasini Izliyorum, Gozlerim Kapali

Son gunlerde Turk futbol medyasini takip ediyorum Los Angeles sirtlarindan, ozellikle de Rijkaardla ilgili kisimlarini. Parlak sezon basi gunlerinde bu donemin gelecegini ongormustu rasyonel futbol meraklilari. Birkac kotu sonuc alinacak ve Rijkaardin hoca olmadigindan dem vurulacak, Sparta Rotterdam gunleri yad edilecekti. Bu film daha once Joachim Low, Mircea Lucescu, Jean Tigana ile sahnelenmisti bu ulkede. Ve sartlarin olgunlasmasi icin aportta bekleyenler vardi! Turk futbolunda basarisizliktan beslenen bu zat-i muhteremler gectigimiz haftayla birlikte sahneye cikti ve Rijkaardi taslamaya basladilar.

Hollandalinin oturtmaya calistigi futbol anlayisi Avrupada dahi az sayida takim tarafindan basariyla uygulanabiliyor. Bu oyun tarzini ogrenmek ve icsellestirmek kuvvetli ezber ister ve elbette birkac ayda gerceklesemez. Rijkaardin yaratmak istedigi Galatasaray topun daha cok sahibi olan, bol pas yapan, yani oyunun buyuk kisminda ofans yapan taraf olmak. Boylece sure olarak rakibinden daha az defans yapacak, dolayisiyla daha az kosacak daha az yorulacak. Ancak bu pas trafigini, Rijkaardin sik kullandigi tabirle organizasyonu saglamak icin saha icindeki futbolcularin uyumunun daha cok artmasi, ezberinin daha fazla gelismesi gerekiyor. Ote yandan bu saha ici organizasyonun tam ortasina konan Elano ile Ayhan birlikte sadece 177 dakika oynama sansi buldular(Talinn:21 dk, Kayserispor:34 dk, Sturm:61 dk, A.gucu:61 dk). Xaviyle Iniesta ya da Gerardla Alonso arasindaki uyum olusana kadar kac mac oynanmis, bu ugurda kac kotu sonuc alinmistir bir dusunun.

Puan kayiplarina sasirmis gibi yapanlar Galatasarayin kac mac ust uste iyi oynayip ortalama 3 golden fazla atmasini bekliyorlardi sormak gerek. Eger bir takimin modern futbolu oynayacak duzeye gelmesi bu kadar kolaysa, sonunda gelecek basari maksimum ne kadar degerli olabilir ki? Buyuk basarilara giden yollar elbette uzun ve engebelidir. Sari kirmizili takima gonul verenlerin bunu iyi kavramasi ve daha nice kotu periyodlara kendilerini hazirlamasi gerekir. UEFA kupasina giden yolun hemen basinda Galatasaray en buyuk rakibi Fenerbahceye kendi sahasinda 4-0 yenilmisti. Boylesine bir skordan sonra ortalama her yonetim takimin hocasini gorevden alirdi. Faruk Suren ve ekibi oyle yapmayarak ortalama bir yonetim olmadiklarini gosterdi ve 4 senede 4 lig sampiyonlugu, 1 UEFA kupasi kazandilar. Onuncu hafta oynanacak derbide alinacak muhtemel kotu bir skor Galatasaray camiasinda akliselimin kaybina yol acarsa su ana kadar atilan dogru adimlarin hepsi bosa gider.

No comments:

Post a Comment