Monday, May 24, 2010

Bu bir Fenerbahçe yazısıdır

Geçtiğimiz sene sık sık vurguladım Bursanın en komple takım olduğunu, dolayısıyla şampiyonluğu çok hakettiğini. Öte yandan yeşil beyazlı takımın pili de halefleri gibi erken bitseydi, ya da Volkan Demirel o golü yemeseydi, ya da Guiza o pozisyonlardan birini daha gol yapsaydı, bugün gazeteler Fenerbahçenin yeniden dirilişini, son 9 haftadaki inanılmaz geri dönüşünü yazacaktı. Ancak şimdilerde bol bol ‘Daum İstifa’ adlı şarkıyla nostalji yapıyoruz. Ben konunun sadece futbolla ilgili kısmını analiz etmeye çalışıp gerisini mümtaz Türk basınına bırakacağım.




Fenerbahçe ligin ilk ve son 10 haftasında 17 galibiyet 2 beraberlikle tam 53 puan toplamış. Akıl almaz bir performans! Öte yandan arada oynanan 12 maçın 8inde taraftarını mutsuz etmiş. Rıdvan Dilmen sorunun bu dönemde olduğunu sık sık vurguluyor. Sporcuların ve spor takımlarının performansları yıl içinde bu tarz çıkış ve inişler gösterir. Bu bilimsel bir gerçekliktir. Kimi takımlar lige çok hızlı girer ve sonra sert bir inişe geçerler (örnek:Ersun Yanalın takımları). Kimiyse haftalar ilerledikçe form tutar (örnek:son iki sezonun Beşiktaşı).

Teknik ekiplerin yapması gereken şey bu dönemleri iyi yönetmek ve iniş süreçlerini yumuşatmaktır. Daumun oynattığı futbolu beğenirsiniz beğenmezsiniz, ancak şampiyonluğa giden yolu onun kadar iyi bilen hoca az vardır. Sezon ortasındaki düşüş Alman hocanın sezon başındaki planlamasında elbette ki vardı. Ancak bu düşüş döneminde bu kadar puan kaybını o da hesaplamamıştır. Bu konuda Daumun özeleştiri yapması gerekiyor. Herşeye rağmen Fenerbahçenin topladığı 74 puan fena bir rakam değil. Bir önceki sezon Beşiktaşın 71 puanla şampiyon olduğunu unutmayalım.

Geçtiğimiz sezon sarı-lacivertli ekip oynadığı final maçlarının çoğunu kazandı. Ligin tepesindeki takımlara karşı ciddi bir üstünlük kurdu. Bursa, Beşiktaş ve Trabzonu birer kez, Galatasarayı iki kez mağlup etti. Zorluk derecesi yüksek maçların çoğunu kazanarak şampiyonluğu Bursadan sonra en çok hakeden takım oldu tartışmasız. Son haftalarda oynadıkları bol pasa dayalı oyun da takdir edilecek bir diğer yönleriydi. Ancak unutmamak gerek ki futbolda rakipler de var. Sizin başarınızı veya başarısızlığınızı belirleyen faktörlerden biri de onların başarı ya da başarısızlığı. 2006daki gibi 81 puanla şampiyonluğu kaçırabilir ya da 2007deki gibi 70 puanla ligi zirvede bitirebilirsiniz.

Yönetimler için önemli olan tabelayı saplantı haline getirmeden uzun vadeli düşünebilmektir. Aziz Yıldırım bugün Daumun başını isteyen medyayı dinlerse, daha önce defalarca yaptığı hatayı tekrarlamış olacak. Herşeyden önce bir futbolcu grubunu her başarısızlıkta faturayı teknik adama kesmeye alıştırmamalısınız. Aksi takdirde o futbolcu grubunun başına dünyanın en büyük hocasını getirseniz de o futbolcular bilirler ki başarısızlığın bedelini kendileri ödemeyecek sezon sonunda. Yönetimler teknik direktörlerine, takım üzerinde gerekli otoriteyi kurmaları konusunda yardımcı olmalıdırlar. Bunu elbette sezon sonunda onları günah keçisi ilan ederek başaramazlar. Fenerbahçe yönetiminin Daumun arkasında durup onu güçlendirmesi ve futbolculara bu mesajı vermesi gerek. Yoksa tekrar en başa dönecekler, Zicodan sonra oldugu gibi.




Esasında sezon başında Fenerbahçe iyi transfer yapamamıştı. Christian, Bilica gibi ortalama yabancıları kadrosuna dahil etmişti. Uzun yıllardır ilk kez transferde bu denli sönük kalmışlardı. Ancak özellikle Emre Belözoğlu o kadar ekstra performans gösterdi ki, inatla yukarıya tutundular. Emre dışında Volkan, Lugano, Selçuk ve Alex de önemli katkı yaptılar. Ayrıca devre arasında Kazımı göndermek önemli bir mesajdı futbolcu grubuna. Bu konuda tebrik etmek gerek yönetimi.

Şampiyonluğa oynayan takımların forvetleri sezon boyunca ortalama 8-10 puan kazandırırlar takımlarına. Daniel Guizanın bu sene sarı-lacivertli ekibe kazandırdığı tek maç Gaziantepe karşı Şükrü Saraçoğlunda oynanan karşılaşma. Fenerbahçe sezonu Semihle oynamış olsaydı bugün 80+ puanla şampiyonluğunu kutluyor olabilirdi. Tahmin ediyorum Guizayı oynatmak konusunda Dauma baskı yönetimden geldi. Daumun bu konudaki rahatlığı ve özgüveninin nedeni bu olsa gerek.



2 comments: